top of page

GÜZEL KALEM

Sene 1977 olsa gerek. Ortaokul 2. sınıftayım sanırım.

Türkçe öğretmenimiz Feyza PAMİR, Diyarbakır bölgesi olarak bir öykü yarışması düzenlendiğini, yarışmaya katılmak isteyenlerin, yazdıklarını en kısa zamanda getirmelerini söyledi. Şartları da söylemiş olsa gerek, ama ben anlayamamışım demek ki.. 

Ben de okuduğum o dönemin yazarlarından etkilenmişliğimle, bir hikaye yazmaya başladım.

Hikayem bittiğinde, öğretmenim Feyza öğretmene gösterip, yarışmaya katılmak istediğimi söyledim. Öğretmenim yazdıklarıma şöyle bir göz atıp, kaşları çatık halde bana dönerek. "Diğer nüshalar nerede?" Diye sordu. Tek tek sayfalarını çevirerek, "Öğretmenim bir nüsha, iki nüsha, bu da üçüncü nüsha" diyerek yazdığım üç sayfayı gösterdim.

"Evladım "Dedi," sayfa değil ,nüsha istiyorum. Yani yazdıklarından üç kopya istiyorum" Dedi.  Ben nüshayı sayfa olarak anlamışım ya. 

"Sonra, bunlar daktilo ile yazılacaktı, sen elde yazmışsın. Hem zaten katılım süresini de geçmişsin ki. Sen yarışmayı kaçırdın, ama yazmaya devam etmelisin." Dedi."Çünkü güzel bir kalemin var çocuk..."

Güzel bir kalemim var mı bilemem . Ama sizden aldığım o cesaretle O gün bu gün, yazıyorum öğretmenim. 

bottom of page