
GÜZEL KALEM
Sene 1979 olsa gerek. Ortaokul 3. sınıftayım sanırım.
Türkçe öğretmenimiz Feyza PAMİR, Diyarbakır bölgesi çerçevesinde bir öykü yarışması düzenlendiğini, yarışmaya katılmak isteyenlerin, yazdıklarını en kısa zamanda getirmelerini söyledi. Şartları da söylemiş olsa gerek, ama ben anlayamamışım demek ki..
Ben de okuduğum o dönemin yazarları, Ömer Seyfettin,Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Reşat Nuri Güntekin, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Haldun Taner gibi yazarlardan, şairlerden etkilenmişliğimle, bir hikaye yazmaya başladım.
Hikayem bittiğinde,büyük bir hevesle Feyza öğretmene gösterip, yarışmaya katılmak istediğimi söyledim.
Öğretmenim yazdıklarıma şöyle bir göz atıp, kaşları çatık halde bana dönerek. "Diğer nüshalar nerede?" Diye sordu.
Tek tek sayfalarını çevirerek, "Öğretmenim bir nüsha, iki nüsha, bu da üçüncü nüsha" diyerek yazdığım üç sayfayı gösterdim.
"Evladım "Dedi," sayfa değil ,nüsha istiyorum. Yani yazdıklarından üç kopya istiyorum" Dedi. Ben nüshayı sayfa olarak anlamışım ya.
"Sonra, bunlar daktilo ile yazılacaktı, sen elde yazmışsın. Hem zaten katılım süresini de kaçırmışsın. Sen yarışmayı kaçırdın, ama yazmaya devam etmelisin." "Çünkü güzel bir kalemin var çocuk..."Dedi.
Dedi demesine ama, beni zehirlediğinin fakında mıydı acaba.
Güzel bir kalemim var mı bilemem . Ama o gün aldığım o cesaretle ,hala yazıyorum Feyza Pamir öğretmenim.