
KIZLARI SAYMADIMKİ
Köyde üçüncü yılım.
Her sene olduğu gibi ilköğretim müfettişleri son günlere doğru çıka geldiler.
Yine ellerinde bond çantaları,yine yüzlerinde ciddiyet, çatık kaşları ve sevimsiz suratlarıyla.
Yine denetimlerini yaptılar,yine çocukları sevmediler,yine öğretmenliğimi beğenmediler,yine bana laf soktular. Çünkü o zamanlar müfettişlik böyle bir şeydi.
Bu arada zamanın aktığını, akşam olduğunu, artık ilçeye gidemeyeceklerini,köyde kalmaları gerektiğini de biliyorlardı.İlçe yirmibeş kilometre uzak, araç yok,at yok. Yürüyerek te gidemeyeceklerine göre, geceyi köyde geçireceklerdi.
Denetimin sonlarına doğru, çatık kaşlar gevşedi, somurtkan yüzler tebessüme dönüştü, "sen" hitapları "sevgili öğretmenim" oldu.
Evliyim ve bir çocuğum var. Kendim lojmanda misafir edemeyeceğime göre ,mecbur köyden birine misafir edeceğiz.
Mehmet Sıddık adlı öğrencime, eve gitmesini ve babasına misafir olduğunu söylemesini tembihledim.
Bu arada ,O ciddiyetler, o resmiyetler çantalara konulmuş, biraz daha yumuşak, biraz yapmacık gülümsemelerini çıkarıp iç ceplerinden, takındılar yüzlerine eğreti bir biçimde.
Derken sağ olsun Fevzi Çavuş, bizzat kendisi geldi misafirleri almaya.Askerde çavuşmuş. Unvanı üzerinde duruyor hala bir kimlik gibi.
Kalender,misafirperver,cömert, tipik bir Anadolu insanı.
Sohbet ede ede, köyün içinden geçerek, sağa sola selamlar vererek, maksat muhabbet olsun , ordan burdan konuşarak, Fevzi Çavuşun evine vardık.
Misafir odası tertemiz hazırlanmış. Minderler kabartılmış, Güzel koksun diye tütsü yakılmış, Mis.
Derken sofra kuruldu, yemekler yenildi," Şundan da alın hocam", "Bunu denediniz mi hocam", "Bunu kendiniz mi yapıyorsunuz Fevzi Ağa", "Çayır nasıldı bu sene", Kış çetin geçti yine buralarda" "Bu toklu eti mi,çok lezzetli", "Maşallah köyünüz çok güzelmiş" muhabbetleri.
Tütünler sarıldı, Sigaralar yakıldı, çaylar dolduruldu.
Derken , bizim Uzun, zayıf, esmer ve yürüdüğünde katlanıp kırılacak izlenimini veren müfettiş bey, sordu soracağını.
-Kaç çocuk var Fevzi Ağa.
Fevzi ağam hiç tereddütsüz..
-3 var ellerinden öper.. dedi.
Aklımda saydım. İki erkek çocuk, iki de kız çocuğu okula gelen, eder dört. İki de büyük kız var biliyorum evlilik çağında, etti altı ,bir de erkek çocuk var üç yaşlarında ortalıkta dolanan ,ki bu da ederdi 7 çocuk.
Döndüm
-Yanlışın yok mu Fevzi Abi .dedim. Dördü 'ü zaten okulda .
Döndü Fevzi ağa gayet normal bir tavırla.
- Ben kızları saymadım ki.
E be Fevzi abi.
Bütün bu Çavuşluğa,bu ağalığa,babalığa , bu oldu mu şimdi...